Çığır Açan Kitapla Oyunun Gücünü Keşfedin

Phyllis B. Booth & Ann M. Jernberg

Theraplay Yaklaşımı
Theraplay, kişiyi içine çeken, neşe dolu ve ilişki odaklı bir tedavi yöntemi olup, aynı zamanda etkileşimsel, fiziksel ve eğlencelidir. Temel prensipleri bağlanma teorisine dayanmaktadır. Aynı zamanda, güvenli bağlanmanın ve yaşam boyu ruh sağlığının yolunu açan, sağlıklı ve uyumlu bir ebeveyn ve çocuk ilişkisini model almaktadır. Ebeveyn çocuk ilişkisini oluşturmayı ve var olan ilişkiyi ahenklendirmeyi hedeflediğinden, ebeveynleri de aktif olarak çocukları ile birlikte terapi surecine dahil eden, yoğun ve nispeten kısa sureli bir yaklaşımdır.

Theraplay yaklaşımının sıkıntı yaşayan aileler ile çalışmaktaki etkililiği aslında bağlanma odaklı oyun anlayışına dayanmasından kaynaklanmaktadır. Theraplay, bu ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak adına eşsiz bir yaklaşımdır. 

Etkilendiğim Noktalar
Ben bu kitabı yazarken, günümüz çocuk ve ailelerinin karşılaştıkları zorlukların medyadaki yansımalarından çok etkilenmiştim. Günümüz medyası bir yandan, hem hali vakti oldukça yerinde olan, hem de orta sınıf ailelerde çok şeylere müsamaha edildiğinden, çok fazla seçenek sunulduğundan, çocukların yaşantılarının aşırı detaycı bir şekilde yönetiliyor olduğundan, entellektüel gelişime aşırı derecede önem verildiğinden, yüz yüze kişisel temasın azlığından, yetişkinlerin yeterli destek ve ilgiyi verememesinden ve oyun oynamak için yeterince zamanın bir türlü yaratılamamasından bahsediyor. Diğer yandan, şehrin nispeten daha dışında kalan ve varoş mahallelerinde en başta gelen mücadele konuları ise suç, fakirlik ve uyuşturucu kullanımı olarak gösteriliyor. Buralarda birçok çocuk son derece ihmalkâr, fakirlikle boğuşan, uyuşturucu kullanımından etkilenmiş aile ortamlarında, kendi hallerine bırakılarak büyümekteler. Yani, aç, sevgi yoksunluğu yaşanan ve perişan bir ortamdalar. Aslında her iki grup için de televizyonun tarif ettiği dünya şiddet dolu ve ürkütücü bir yer; aileler hep savaş ve doğal afet görüntüleri ile bombalanır haldeler.

Her iki ortamda da çocuklar, babalarının onları kucaklarına oturtup en sevdikleri kitabı okuyarak keyif yapma, anneleri ile alt alta üst üste oyunlar oynama, büyükanneleri kurabiye ve sut getirdiğinde ona sarılıp kucaklaşma fırsatını kaçırıyorlar.

Çocuklar Ne Zaman Fırsat Bulacak?
Bu çocuklar ne zaman sakin bir an bulacaklar da korkularını, üzüntülerini ya da mutluluklarını sevdikleri biri ile paylaşabilecekler? Çocuklar nerede mahalle arkadaşları ile güvenle ağaçlara tırmanacak, delikler kazıp kaleler yapacak ya da saklambaç oynayacaklar? Çocuklar çocukluğun o büyülü dünyasını gerçekten kaçırıyorlar.

Her ne kadar gelişigüzel bakıldığında her iki gruptaki çocuklar çok farklı deneyimler ile büyüyor olsalar da, aslında her iki grubun da ortak bir paydası var:

Her iki durumda da, farklı sebeplerden ötürü de olsa, ebeveynler çocuklarının öz benlik gelişimi için gerekli olan önemi, değeri, ilgiyi ve desteği veremiyorlar.

Meşgul ve hedef odaklı ebeveynler, kendi kafalarında çocuklarına dair yarattıkları, çocuklarının başarılı kariyerlere sahip yetişkin hallerinin resimlerine odaklanıyorlar.

Ebeveynler kendi koşuşturmalarında, organize olabilme çabalarında ve kişisel çırpınışlarında, korumaları altında büyütmeleri ve ilgilenmeleri gereken çocuklarının kendilerine özgü ihtiyaçlarını göremezler ya da fark edemezler.

Kendi çocuklarının bugün kim olduklarını veya kim olma potansiyeline sahip olduklarını göremezler.

Ayrıca, ihmal edilen bu çocukların ebeveynleri, kendi yaşamlarındaki zorluklar ve kısıtlı kaynakları sebebiyle, çocuklarını gerçekten oldukları kişi olarak da göremezler. Bu çocukların ihtiyaçlarına dönük destek ve anlayış eksik kalmıştır.

İşte bu nedenle bu çocuklar çok erken yaşlarda kendi kendilerine dayanak olmayı öğrenir ve ilişkisel anlamda kopuk ve güvensiz olurlar. Nasıl oyun oynanacağını bilemezler ve öğrenmeye de açık olamazlar.

THERAPLAY NE SUNAR?
Theraplay’in ilişki odaklı yaklaşımı, özellikle ilişkilerinde sıkıntı yaşayan aile bireylerinin birbirleri ile yeniden bağ kurabilmeleri ve birbirleri ile tam anlamıyla ilgilenebilmelerine yardımcı olabilmek için tasarlanmıştır. Bu yaklaşımdaki neşe dolu ve oyuncu etkileşimler, ebeveynler ve çocuklarının birbirlerine fiziksel ve duygusal olarak yaklaşmalarına yardımcı olmaktadır. Uyumlanma ve empati konularına donuk vurgusu, aile bireylerinin birbirlerini tanıyıp umursadıkları, birbirlerinin varlıklarından dolayı mutlu oldukları ve bunu takdir ettikleri gerçek ve hassas bir bağın kurulmasını mümkün kılmaktadır. Bu uyumlu ve empati barındıran etkileşimler sayesinde çocuk kendi öz benliğine donuk bir anlayış geliştirebilir ve ebeveynler de çocuklarını oldukları gibi görebilir hale gelirler.

Theraplay ebeveynlerin, çocuklarının ihtiyacı olduğunu düşündükleri noktalara değil, gerçekten çocuklarının ihtiyacı olan şeylere cevap verebilmelerine yardımcı olur. Bizler bu noktada ebeveynlere rehberlik ederek, güvende hissetme hali ve genel güven duygusunu besleyen düzenleme konusunda destek veriyoruz.

Onlara, çocuklarının dünyada rahatça hareket etmelerini sağlayacak güven ve huzur duygusunu hissedecekleri bir yuva kurmaları konusunda yardımcı oluyoruz.

Kuracakları bu yuvanın çocukları için, dünyaya açılırken ihtiyaç duydukları anlarda huzur bulmak ve yeniden enerji toplamak için sığınılacak bir ortam olması konusunda destek veriyoruz. Bu noktada ebeveynlere özellikle çocuklarına gerekli huzur, rahatlık ve destek duygularını verebilmeleri ve sağlıklı şekilde ilgi göstermeleri konularında rehberlik ediyoruz. Son olarak ebeveynleri, çocuklarının hayat boyu diğer insanlar ile uyumlu ve keyifli ilişkiler kurabilme potansiyellerini besleyecek bir ebeveyn-çocuk oyun alışkanlığı edinmeleri konusunda yüreklendiriyoruz.

Erken dönemlerde oynanan bu tarz ebeveyn-çocuk oyunları, çocukların ilişkiler dünyasındaki yerlerini ve dengelerini bulmalarına yardımcı olur. Çocuk böylelikle, bir şeyleri kendi sırası geldiğinde yapmayı, bir başkasının ritmine kendini adapte etmeyi, iş birliğini ve arkadaş edinmeyi öğrenir. Aynı zamanda dünyanın keşfetmesi heyecan verici bir yer olduğunu hisseder. Dünya ile ilgili biraz korku biraz da hayranlıkla karışık bir merak duygusu geliştirir. Dünyayı keşfetmek ve yeni bir şeyler öğrenmek noktasında kendini özgür hisseder.

Theraplay Nasıl Başladı?
1967 yılında, Ann Jernberg Chicago’da yeni başlamış olan Head Start programının zorlu bir görev olan psikolojik servis direktörlüğünü kabul etti. Görevi, psikolojik hizmete ihtiyacı olan çocukları tespit etmek ve onları mevcut tedavi merkezlerine yönlendirmekti. 

Head Start programının ilk yılında kendisi ve ekibi yardıma ihtiyacı olan üç yüze yakın çocuk tespit ettiler. Bizler de Chicago bölgesinde tedavi sunabilecek kaynaklara baktığımızda, sadece birkaç çocuk için bile etkin bir tedavi hizmeti verebilecek bir yer bulmanın imkânsız olduğunu gördük.

Çocuk psikoterapi hizmetinin var olduğu yerlerde de bu hizmet çok pahalıydı ve çok uzun zaman alıyordu. Ayrıca sayısı çok sınırlı olan bu birkaç tedavi merkezi de onlara ihtiyaç duyan ailelerin yaşadıkları yerlerden oldukça uzaktalardı.

Bir krizle karşı karşıyaydık. Bu çocuklar için bir tedavi bulmamız gerekiyordu, ancak uygun hiçbir seçenek yoktu. Çocuklara doğrudan ulaştıracağımız ve hızlıca etkin olacak bir programı bizlerin geliştirmesi gerektiği oldukça netti.

Dahası, ihtiyacın aciliyetinden dolayı, nispeten daha az deneyimli ruh sağlığı çalışanlarınca da kolayca anlaşılabilir ve uygulanabilir bir program olması gerekmekteydi. O nedenle de, çocuklar ile çalışmaktan keyif alan yetişkinlere zaten doğal gelen oyuncu ve neşe dolu bir etkileşim modelinin kullanılması mantıklıydı.

Becerilerini her daim ortaya koyabilen Ann Jernberg’de sağlıklı ebeveyn-çocuk etkileşimini kendine model aldı ve yeni bir yaklaşım geliştirmek için Austin Des-Lauriers’in (1962, Des-Lauriers ve Carlson, 1969) ve Viola Brody’nin çalışmalarının (1978, 1993) temel unsurlarını ödünç aldı.

DesLauriers, otizm tanısı almış çocuklar ile yaptığı çalışmalarda, John Bowlby’in (1969) bağlanma teorisi üzerine yapmış olduğu yeni çalışmalarının ortaya koyduğu fikirlerden yararlandı. Şimdiye ve burada olana odaklanıp, düşlemleri bir kenara bırakarak, özelikle çocuk ve terapist arasındaki doğrudan beden ve göz temasının oluşturduğu o yakınlığın ve güçlü birlikteliğin üzerinde durdu. Viola Brody’de duygusal olarak sıkıntıları olan çocuklarla yapmış olduğu çalışmalarda, dokunma, birlikte sallanma, şarkı söyleme ve kucaklayıp sarılmayı da içeren besleyici terapist-çocuk ilişkisinin üzerinde duruyordu. Yapılan çalışmalar ilerledikçe ve geliştikçe, Viola Brody’nin eski öğrencilerinden olan Ernestine Thomas, Theraplay’in bugün belki de en temel prensiplerinden birini ortaya koydu: Çocuğun sağlığı, potansiyeli ve gücüne dair, umut dolu ve son derece olumlu bir vurguya sahip olmak gerek.

Bağlanma Odalı Model
Bağlanma odaklı modeli aklımızda tutarak, Head Start programında yer alan anneler, üniversite öğrencileri ve çocuk psikoterapisi alanındaki uzmanlar da dahil olmak üzere, etrafımızda çocuklarla çalışma deneyimi olan kim varsa topladık.

Özellikle çocuklarla hareketli ve eğlenceli bir şekilde bağ kurabilecek ve onların kendi potansiyellerini keşfedebilmelerine yardımcı olmaya gönül vermiş kişileri aradık. Bir grup ruh sağlığı çalışanını, okullara gidip yardıma ihtiyacı olan çocuklarla bireysel olarak, haftada iki ya da üç kere gibi yoğun bir şekilde çalışmaları için eğittik ve onlara süpervizyon verdik. Bir süre sonra kurduğumuz sistemin gerçekten işe yaramakta olduğunu net bir şekilde gördük. Üzgün ve içine kapanık çocuklar daha hareketli hale gelirken, öfkeli, saldırgan ve dışavurum davranışı sergileyen çocuklar daha sakin ve işbirlikçi hale geldiler.

Pek de alışılagelmemiş olan çalışma şeklimize okul müdürleri, öğretmenler, sosyal hizmet çalışanları ve diğer Head Start görevlileri direnç gösterdiler. Ann Jernberg’de yapmakta olduğumuz çalışmanın ne denli etkin olduğunu göstermek adına iki film hazırladı: Buradayım (Here I Am) (Jernberg, Hurst, ve Lyman, 1969) ve Bakın Gidiyor (There He Goes) (Jernberg, Hurst, ve Lyman, 1975). Bu filmleri kullanarak yeni olan bu yaklaşımımızı tüm Head Start sistemine tanıttık, giderek daha fazla kabul görür hale geldik ve sonunda da çalışmalarımızın tam anlamıyla kabul görmesini sağladık.

1970 yılında, geleneksel oyun terapisinden oldukça farklı olarak, son derece oyuncu ve terapötik olan bu metot için bir isim ararken Buradayım filminin yapımcısı Charles Lyman, Theraplay ismini teklif etti. Theraplay Enstitüsü 1971 yılında kuruldu ve aynı yıl ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlar için ilk Theraplay sınıfı açıldı. 1972 yılının Mayıs ayında Theraplay, Chicago Head Start programındaki psikolojik hizmetler için verilen Sağlık, Eğitim ve Refah (HEW) teklifinde resmi olarak yer aldı. 1976 yılında da, Theraplay metodunun bütünlüğünü korumak adına Theraplay’in telif hakkı ve ticari marka olan hizmet markası sicil kaydını oluşturduk.

Head Start programındaki çocuklarla olan başarımızı gören öğretmenler, ebeveynler ve sosyal hizmet uzmanları çocukları bizlere özel olarak yönlendirmeye başladılar. Bir süre sonra artık Theraplay sadece Head Start sınıflarında değil, Chicago’da Theraplay calışmaları için özel olarak oluşturulmuş olan bir odada da uygulanmaya başlandı. 1980’lerin başında artık Amerika ve Kanada’da başka merkezlerdeki kişileri eğitmeye başladık. Bugun Theraplay dünya çapında yirmi sekiz ülkede uygulanmaktadır. Finlandiya ve Almanya’da 1993 yılında Ann Jernberg’un vefatının ardından, Theraplay Enstitüsü’nü daha sağlam bir temele oturtmak gerekmekteydi. 1995’te enstitüyü herhangi bir kazanç beklentisi içinde olmayan bir eğitim, tedavi ve danışmanlık merkezi olarak yapılandırdık. Theraplay’den insanları haberdar edebilmenin en iyi yolu olarak da eğitim ayağına odaklandık.

En Büyük Hedefimiz
En büyük hedefimiz “Theraplay eğitimleri, tedavisi, felsefesinin yayılarak paylaşılması ve klinik araştırmalar aracılığı ile güçlü aileler kurmak, duygusal olarak sağlıklı çocuklar ve yetişkinler yaratmaktır.”

Bugün Theraplay, Head Start programlarında kullanılmaya devam etmekle birlikte, aynı zamanda erken müdahale programları, gündüz çocuk bakım evleri ve anaokulları, evde yürütülen tedaviler, evlat edinme ve koruyucu aile kurumları, genç anneler için eğitim ve bakım sağlayan merkezler, yatılı tedavi merkezleri, uzun sureli yetimhane ortamları ve yaşlılar için günlük bakım evleri gibi birçok alana da yayılmıştır. Theraplay Amerika Birleşik Devletleri’nde birçok farklı özel popülasyon ile ve farklı ortamlarda kullanılmıştır ve kullanılmaya devam etmektedir:

Ebeveynlerinde işitme kaybı olmayan işitme engelli çocuklar, ortaokullarda Katrina kasırgasından kurtulanlar, yatılı kurumlardaki ve çocuk hükümlü programlarındaki gençler, çocukları otizm tanısı almış aileler için yaz kamplarında,

çocuklarının velayetini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan ebeveynler, evsiz barınaklarında, aile içi şiddete maruz kalanların bulunduğu sığınma evlerinde ve evde yürütülen erken müdahale programlarında. Theraplay’in ABD dışındaki uygulama alanları da oldukça yaygın ve yaratıcıdır.

Theraplay, savaşın bolmuş olduğu Bosna’da travmatize olmuş çocuklar, Sri Lanka’da tsunami faciasında zarar görmüş aileler ve çocukları, Rusya ile Litvanya’da yetimhanelerdeki çocuklar ve Finlandiya’da S.O.S köylerindeki çocuklar, Botsvana’da sokak çocukları ve AIDS’li yetimler ve Arjantin’de yoksul aileler ile kullanılmıştır. Güney Kore’de de özgüven düzeyi ile sosyo-duygusal işlevselliği arttırmak adına, anaokulundaki çocuklar, öz aileleri tarafından istismar edilmiş oldukları için yatılı koruma evlerinde yaşayan çocuklar, evden kaçmış ergenler, gelişimsel gecikmeleri olan çocuklar, otizm spektrumunda olan çocuklar ve güvensiz bağlanma stili olan çocuklar gibi birçok farklı ortam ve geniş bir popülasyon yelpazesi ile çalışılmıştır.

Sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisinde yer alan etkileşim biçimlerini model alarak, Theraplay’in çekirdek kavramları olan temel prensiplerini oluşturduk. Bunlar sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisini tanımlayan özelliklerdir. Bu özelliklere sahip olan ilişkiler, sağlıklı bir sosyal-duygusal gelişimi destekler.

Theraplay Kısaca,

  • Etkileşimsel ve ilişki temellidir,
  • “Şimdi ve burada”da gerçekleşen, tamamen yaşantısal bir deneyimdir,
  • Yetişkinin rehberliğindedir,
  • Duyarlı, uyumlu, empatik ve yansıtıcıdır,
  • Sözel dönem öncesi, sosyal gelişim ve sağ beyin gelişimi ile yakından ilgilidir,
  • Çoklu duyumsaldır, dokunmayı çok kullanır,
  • Neşe dolu bir oyun deneyimidir.

Türkiye Baskısı

Theraplay kitabının, Türkiye hakları Yenikapı Psikoloji ve Terapi Yayınları’na aittir. Çeviri editörlüğünü Uzman Psikolog Aslı Candan Kodalak, Uzman Psikolog Gökçen Erder Numanoğlu, Uzman Psikolog Dr. Psikolog Şeyma Çavuşoğlu; çevirisini Uzman Psikolog Aslı Candan Kodalak, Uzman Psikolog Melis Gültekin, Uzman Psikolog Dr. Psikolog Şeyma Çavuşoğlu; eserin yayın danışmanlığını ise Klinik Psikolog Mehmet Teber yapmıştır.

Eseri detaylı incelemek ve temin etmek isterseniz www.digetemarket.com adresini ziyaret edebilirsiniz.